Farklar Sözlüğü

Site 1. rengi

Site 2. rengi

Topbar rengi

Menü ikon

Menü hover

Menü arama

Footer rengi

Tasarım

Tolstoy vs Dostoyevski

04.10.2019

Edebiyat tarihinin efsane iki ismi. Birini andığımızda diğeri belirir aklımızda hemen. Belki kardeş zannedenler bile vardır. Hem de farklı, apayrı dünyaların insanlarıyken.

Rus edebiyatı bu iki dâhinin kalemi üzerinde yükselmiş, sonraki pek çok yazar yine onlardan aldıkları ilhamla kanatlanmışlardır. Her çağın birkaç öncü ismi olur. Ya çorak toprağı mümbit bir meraya çevirir ya da küller altında kalan yakutları yeniden keşfederek gün yüzüne çıkarırlar. Bu açıdan bakıldığında Dostoyevski ve Tolstoy hiç kuşku yok ki kendi çağlarının o nadide simalarından ikisidir.

Dostoyevski’de salt dehanın hercai kıvılcımlarını görürüz. Satır aralarına gizlenen keskin gözler, bizi hayatın ve insanın en saf haliyle yüzleştirir. Dolambaçlı yahut alengirli değildir yazdıkları. Doğrudan kullanır kalemini. Hedefi bellidir. Nettir. Yarattığı karakterlerini dört başı mamur bir şekilde ele alır. Ruh dünyalarında hoyrat bir süvari misali dolanır. Kavga eder; hayatla, insanla ve en çok da insanı insan olmaktan çıkaran bedbaht budalalarla. Samimidir. Gözleri bir kartal kadar keskin ve sağlam fakat ruhu kaybeden tarafta olan herkes gibi yorgun ve bitkindir. Hastadır. Yazı yaşam kaynağıdır. Ve yazmak zorundadır. Bazen tedavi olmak ve kendini anlamak, çoğu zaman da para kazanmak ve borcunu ödeyebilmek için. Dehanın kaderi hayatın acı yüzüyle cebelleşmek ve anlamsız ıstırapların mengenesinde ufalanmaktır. Dostoyevski de bir dehadır ve bu kaderin müzmin mahkumlarındandır.

Tolstoy, kaderin cilvenaz yüzünü pek görmez. Varsıl bir ailede doğar. Rahat ve refah bir hayatın tadını doyasıya çıkarır. Ne var ki ince duyulu vicdanlar varoluş bilmecesine bulaşmadan bu dünyadan göçemez. Tolstoy da 54 yaşında sonu gelmez bir hengamenin ortasında bulur kendisini. Anlam arayışı, tanrı ve ahiret 82 yaşında son bulacak olan hayatının asıl meşgalesi olur. İspatı vücut namına kaleme aldıkları bir kenara bırakılırsa, yazdıkları didaktik bir mahiyet arz eder. Hikmet ve öğüt verir. Anlamak için yazar. Bazen anlamlandırmak için. Ama daha çok anlatmak ve anlaşılır kılmak için. İyilik ve sevginin her formu hikayelerinin asıl konusudur. Belki de onu Dostoyevski’den ayıran en büyük fark budur. Arayışlarını teorik kitaplarıyla somutlaştırır. Sadece edebiyat değil teoloji ve felsefe sahalarında da kalem oynatır. Her alana merak duyan, okuma ve yazma yelpazesi geniş eski zaman bilgelerinin son temsilcilerindendir.

Bu iki büyük beynin aralarındaki fark oldukça büyüktür. Ne var ki birini diğerine tercih etmekte her zaman zorlanırız. Açıkçası buna gerek de yoktur. Çünkü Dostoyevski de Tolstoy da yaşadıkları dönemi kendi cephelerinden olanca sadeliği ile anlatırlar. Mühim olan iki farklı renk ve sesi bir arada ve olduğu gibi kabul edebilmek.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.